|
||||
|
||||
R
Ü
T
L
Ü
K
Osmanlı'da Mobilya | |||||
Sır dolu bir söylenceyi ele
alarak Osmanlı’da mobilya konusuna farklı bir örnek üzerinden yaklaşalım.
Sultan Abdülhamit, in Yıldız
Sarayı'nda kendine özel yaptırdığı marangozhanede özel bölmeleri olan şifreli masası Beylerbeyi Sarayı 28 numaralı
odada özenle korunuyor. Sırlarla dolu bir padişah olarak tanınan II.
Abdülhamit, 27 Nisan 1909'da tahttan indirildi ve sürgüne yollandı. Üç yıl
boyunca Selanik'te kaldı. 1912'de Beylerbeyi Sarayı'na getirildi, son nefesini
verdiği 10 Şubat 1918'e kadar burada yaşadı. II. Abdülhamit, hattat babası
Abdülmecid Han gibi zeka ve dehasını konuşturan usta bir marangozdu. Tarih ve Toplum dergisinin Ekim 1986 sayısından
öğrendiğimize göre Yıldız Sarayı'na taşındıktan sonra burada Tamirhâne-i
Hümâyun'u kurmuştu. Aynı dergide Esbak Mabeyn Başkatibi Tahsin Paşa, Yıldız
hatıralarında bu konuya değiniyor ve onun ne kadar maharetli olduğunu
anlatıyor: "Bir aralık Beyoğlu'nda Şaven namı ile meşhur bir mağaza vardı.
Bu mağazanın sahibi Avrupa'dan fevkalade zarif mobilyalar, biblolar celbederdi. Bir
gün Şaven mağazasında son derece sanatkarene yapılmış bir yazıhane görüldüğü
Hünkara arz olunmuştu. Hünkar bunu saraya aldırdı ve bir müddet sarayda
kaldıktan sonra dükkana iade ettirdi. Aradan bir müddet geçti, bir gün zat-ı
şahane mağaza sahibinin saraya davet olunmasını ve geldiğinde o yazıhanenin
aynı olarak kendisinin imal ettiği yazıhanenin gösterilmesini emretti. Mağaza
sahibi iki yazıhane arasında bir fark
göremediğini samimi bir hayretle söylemişti." Mobilya Akademisi
Tahsin Paşa'nın anlattığına
göre Sultan Abdülhamit, Avrupa'dan en son sistem marangoz alet ve edevatı
getirtmiş, birçok usta ve çırakla Tamirhâne-i Hümâyun'nda çalışmış. Adının
tamirhane olması yanıltıcı olmasın. Burası ne sadece bir marangozhane ne de
sıradan bir tamirhane. Bir sanat akademisi gibi çalıştığını, yabancı sanatçıların bile sanat öğrenmeye
geldiğini ve II Abdülhamit'in de o akademinin baş öğretmeni olduğunu söyleyebiliriz.
Fildişi ve sedef kakmalı mücevher dolabı, maroken kaplı yemek sandalyeleri,
altın yaldızlı beyaz lake vitrinli büfe ve birçok şifreli mobilya bu akademiden
çıktı. O dönemde gerek Dolmabahçe,
gerek Beylerbeyi sarayları için şifreli mobilyaların sık üretilmesi onun
yönetim anlayışı, kişisel özellikleri ve güvenliğe verdiği önemle paralellik gösteriyor. Nitekim Yıldız
Sarayı'nda şifre dairesi ve katibi vardı. Bugün Dolmabahçe ve Beylerbeyi
saraylarında Tamirhâne-i Hümâyun yapımı mobilyalara rastlıyoruz. II.
Abdülhamit, marangozluk çalışmalarına tahttan indirildikten sonra Beylerbeyi
Sarayı'ndaki odasında devam etmiş. Sultan'ın şifreli ve karizmatik yönetimi bu
mobilyalarda somutlaşmıştı. Aralarında en çok dikkat
çeken bugünlerde de bir filme konu olan şifreli çalışma masası ya da Tahsin
Paşa'nın ifadesiyle yazıhanesi. Aslında Sultanın Sırrı filminde tam olarak bu
masadan söz edilmiyor. Amerikalı bir ajan, Sultan'a ait şifreli dolabın
peşine düşüyor. Padişah böyle bir dolap yaptı mı bilemiyoruz ama özel
çekmeceleri ve aynası olan çalışma masasını ince bir zeka ürünü olarak şifreli
yapması sırlarla dolu bir padişah olduğu noktasında sanırım herkesi hemfikir
yapıyor. Masanın sol tarafına üç
çekmece yapılmış. Ancak dışarıdan bakıldığında burada üç çekmece gözü olduğunu
anlamak zor. İlk çekmeceyi, işlemeler arasına ustalıkla yerleştirilen gizli bir
düğme ile açabiliyorsunuz. İkinci çekmeceyi ise ancak
ilk gözü açtıktan sonra altına saklanan başka bir düğmeye basarak
çekebiliyorsunuz. Masanın ortasına gömme şekilde yapılan aynanın da bir işlevi
var. Arkanızdan geçen ya da sağ ve sol tarafta duran birini fark etmenizi
sağlıyor.
Padişahın Çalışma Odası
II. Abdülhamit, 1912'den 1918
Şubat ayına kadar Beylerbeyi Sarayı'ndaki 28 No'lu odayı, çalışma odası olarak
kullanmış. Gazetesini okuduğu, kadınefendileriyle ve kendisini
bayramdan bayrama ziyarete gelen kızları ve şehzadelerle görüştüğü oda burası
olmuş. Duvarlarında ayet-i kerimeler ve hatla yazılmış kasideler bulunuyor.
Vefat ettiği 8 numaralı oda, buranın bir alt katında. Özel bölmeleri ve aynası
bulunun şifreli çalışma masası da hâlâ bu odada duruyor. Kapaklı olduğu için
ilk anda masa olduğu anlaşılmıyor. Ziyarete gidenler odayı ancak içeriye
girmeden kapısından görebiliyor. Kızı Ayşe Osmanoğlu'nun, 'Babam Abdülhamit'
kitabında anlattığına göre Sultan II. Abdülhamit, Yıldız Sarayı'ndaki
marangozhanesinde, resim çizdiği (mobilya projeleri) ve boya ile uğraştığı
zamanlar, kadife pantolon ve kolları sıvalı beyaz gömlek giyermiş. Beylerbeyi
Sarayı yetkililerine göre Sultan Abdülhamit'in sürgün yılları ve mobilyalarıyla
ilgili tarihi kaynaklarda bir boşluk var. Çok fazla bilgiye rastlayamıyoruz.
Üzerinde çalışılması gerek bir konu. Tuğralı her mobilyayı II. Abdülhamit mi yaptı?
Sultan II. Abdülhamit döneminde yapılan mobilyaların hepsinde isminin yazıldığı
tuğrası bulunuyor. Mobilyaların çoğu Tamirhane'yi Hümayun'da bir sanat eseri
gibi işlenmiş. Beylerbeyi Sarayı'ndaki şifreli masada ve 12 numaralı odadaki
Harem'de kullanılan sandalyelerin hepsinde bu tuğra var. Ancak mobilyaları
özellikle de bu sandalyeleri birebir padişahın yaptığına dair bir belge yok. |
|||||
|